6 yaşında dünya tatlısı küçük adam, ‘ben öfkeli değilim çok üzgünüm’ dedi. Çünkü babasını 4 yaşından beri hiç görmüyordu. Babası boşandıktan sonra onu hiç aramamıştı. Hayal kırıklığı, üzüntü, kaygı, özlem gibi birçok duyguyu aynı anda yaşıyordu.
Bana geliş sebebi, öfkeli ve hırçın davranışlar göstermiş olmasıydı. Babalarla birlikte yapılan satranç turnuvasında, bütün taşları yere fırlatmıştı. O kadar yoğun duygular yaşıyordu ki, patlamaya hazır bomba gibiydi. Duygularını şiddetle, öfkeyle ifade ediyordu.
Küçücük bedeninde büyük devinimler yaşıyordu. Ne yazık ki biz davranış problemi etiketini yapıştırmıştık bile. Bu küçük adam, boyundan büyük duyguların adını bile bilmiyordu.
Çocukların duygularını ifade ediş biçimleri; aşırı hareketlilik, şiddet veya hırçınlık gibi davranışlar olabilir. Sadece anlaşılmaya ve şefkate ihtiyaç duyarlar. Biz büyüklerin görevi ise; çocukların duygularını anlamalarına destek olmaktır. Olumsuz duygular hissetmenin de insani olduğunu onlara öğretmektir. Çocuklar yetişkinlerin davranışlarını model aldıkları gibi; duygularını ifade ediş biçimlerini de model alırlar.