Dokunma ve okşama ile sinyaller; keyif almaya, güvende hissetmeye ve yaşam enerjisine bağlanır.
Bir çocuğun en önemli besini kucaklamak, sarılmak ve okşamaktır.
Bebekler doğmadan çok önce tam olarak gelişmiş dokunma duyularına sahip olurlar.
Anne karnındaki amniyon sıvısı ve bu sıvı aracılığıyla rahim duvarları bebeğin cildini sürekli uyarır ve ona masaj yapar. Tensel uyarı, bebeğin kendi bedeninin fakına varmasının ilk araçlarından biridir. Dokunmak kelimenin gerçek anlamıyla bebekleri hayata güvenle bağlar.
Anne babanın sevgi dolu dokunuşları, bebeğin dünyayı daha iyi algılamasını sağlar. Bağlanma teorisi de dokunmanın olduğu tezine dayanır. Pek çok farklı kültür de bebeklerin uyumasını kolaylaştırmak için onlara masaj yapılması eski bir gelenektir.
Dokunmak, biz yetişkinleri de çok sakinleştirir. Duygularımızı düzenlememizi sağlar. Çok üzgünken, birine sarılma ihtiyacı hissederiz; çok öfkeliyken sırtımızın sıvazlanması ya da başımızın okşanması bizi sakinleştirir. Dokunmak bedenimizi rahatlattığı gibi duygularımızı da rahatlatır.
Yapılan araştırmalar, dokunsal temas içinde yetiştirilen çocukların iletişime daha açık oldukları ve duygularını rahatlıkla ifade ettiklerini göstermektedir.
Bu çocukların ergenlik ve yetişkinlik dönemlerinde özgüven gelişimlerinin yüksek olduğu görülmüştür. Dokunma, bedeni de rahatlatır ve nörolojik olarak çocuğu geliştirir. Serotonin ve doppomin salgılamasını da arttırdığı için kaygıda azalma görülür.
Uyku ve yemek düzeni ile dokunma arasında çok önemli bir bağlantı vardır. Uyku düzensizliklerinin masaj ile azaltıldığı görülmektedir. Dokunma sayesinde stres ve kaygı seviyesi düştüğü için yeme bozuklukları da azalmaktadır. Çalışmalar çocuğun kaygı sinyallerine güvenilir bir şekilde karşılık vermenin güvenli bağlanma ilişkisi yarattığını göstermektedir. Babalar stres altındaki çocuktaki kaygıyı çocuğu tutarak okşayarak sakinleştirerek ve onu anladığını hissettirerek azaltabilirler.
Dokunma ve okşama ile sinyaller; keyif almaya güvende hissetmeye ve yaşam enerjisine bağlanır. Bir çocuğun en önemli besini kucaklamak sarılmak ve okşamaktır.
Yeni doğan bebeğinizin yumuşacık tenine dokunmak sonsuz bir huzur kaynağı değil mi? Yanağınızı yanağınıza değirmek uyumadığında, gazı olduğunda onu göğsünüze yaslamak….
Bebeğinizi rahatlatan size muhteşem duygular yaşatan dokunuşlar aranızdaki ilk iletişim dilidir. Bu iletişim dilinin doğru kullanılmasının önemine birlikte değinelim.
Sinirlerin çoğunun duyu sinirleri olduğu vücudumuzda deri en önemli duyusal uyarımı sağlar. Bu sayede basınç, sıcaklık ve ağrı hislerinin algılayabiliyoruz. Dokunma ve okşama ile sinyaller hazza, sevgiye, güvene ve yaşam enerjisine bağlanıyor. Bir insanın eline dokunmak koluna değmek ya da saçını okşamak tüm sözcüklerden daha anlamlıdır. Bir çocuğun en önemli besini kucaklamak sarılmak elini tutmak ve okşamaktır. Emzirmenin asıl önemi de anne ile bebeğin ten tene temasından gelmektedir. Emziremeyen anneler için dokunmayı sağlamak adına biberondan anne göğsüne gelen sistemler üretilmiştir.
Çoğu canlı türünde yavruları kendilerini yeterli gelinceye kadar anneyle ten tene temas içinde yaşarlar. Doğum anında ten tene temasın önemi buran gelmektedir. Bir çocuğun beslenmesi bakımı tam olsa da sevilmesi ve sevildiğinin gösterilmesinden yoksun oluşu birçok psikolojik probleme yol açar. Örneğin bir bebeğin tüm bakımını kurallara göre tam sağlayan bir annenin çocuğunun ilerleyen yaşlarda sosyopat olduğu görülmüştür. Sevgiden yoksunluk şiddete yakınlık demektir.